29 Aralık 2012 Cumartesi

ÖĞRETMENLERE SİLAH EĞİTİMİ VERİLSİN

ABD de silah kullanımını savunan derneklerin, Utah eyaletindeki 200 öğretmene perşembe günleri 6 saate kadar silah taşıma ve kullanma dersi verme konusunda teklif sundukları bildirildi.
Ohio eyaletindeki silah kullanımı savunucularının, ateşli silah teknikleri eğitimine ilişkin 24 öğretmene test programı hazırladığı, Arizona
eyaleti başsavcısının da her okulda bir öğretmenin silah taşıması gerektiğine dair kanun değişikliği teklifini eyalet meclisine sunduğu belirtildi.
Her okulda silahlı bir ordu görevlisi
ABD’de arka arkaya yaşanan bu hamlelerin, ülkede en güçlü silah lobisine sahip sivil toplum örgütü Ulusal Tüfek Birliği’nin (National Rifle Association) her okulda silahlı bir ordu görevlisinin olması önerisinin ardından yaşandığı bildirildi.
Uzmanlar, bu önerinin Başkan Barack Obama’nın silahlanmaya karşı ”acilen bir müdahale gerektiği” yönündeki açıklamasının ardından yapılmasının kamuoyunda tepki çektiğine işaret etti.
Başkan Yardımcısı Joe Biden önderliğinde bir grubun bu konuda bazı yasa değişikliği önergelerini Obama’ya sunmasının ve bunlardan bazılarının ocak ayında Kongre’de görüşülmesinin beklendiği ifade edildi.
Kamuoyu kararsız
ABD genelindeki 98 bin okulun bazılarında silahlı güvenlik görevlileri bulunuyor. Eğitmenler ve ailelerin her okulda silahlı bir ordu görevlisinin bulunması konusunda fikir ayrılıkları yaşadığına işaret ediliyor.
Bazı eğitimciler, öğretmenlerin silah taşıması halinde gücünü kötüye kullanabileceğini, öğrencilerin öğretmenlerinden silahlarını farklı yollarla alabileceğini ve okul arkadaşlarını öldürebileceklerini savunuyor.
Utahlı eğitimciler ise silah taşımanın tamamen yasaklanmasını desteklediklerini ama yasaların buna izin vermemesinden şikayetçi olduklarını vurguluyor. Utah eyaleti yasasında, okullarda ve üniversitede silah kullanımının yasak olmasına rağmen ruhsatlı silahların farklı kısıtlamalara maruz kaldığı belirtiliyor.
Bazı öğretmenlerde silahlanmaya karşı olmadığını söylüyor
Silah kullanımını destekleyen sivil guruplar, Utah’daki öğretmenlerin yüzde 1’inin yasal silah ruhsatı olduğunu tahmin ettiklerini, bunlardan kaçının okula silah soktuğunun tespit edilemeyeceğini söyledi.
Conneticut’ta yaşanan saldırının ardından bazı öğretmenlerin de silah taşıma ve kullanma haklarının olması gerektiği kaydedildi.
Öğretmen Kevin Leatherbarrow, yanında ruhsatlı bir tabanca taşıdığını ve bu durumda bir sakınca görmediğini, okulda herhangi bir saldırının yaşanması halinde silahsız yakalanmanın ”ölü olmakla” eşdeğer olduğuna inandığını dile getirdi.

Uzmanlar, ABD’deki her okulda silahlı ordu görevlilerinin olması ve öğretmenlere silah verilmesi konularının uzun süre gündemi meşgul edeceğini ifade ediyor.
 
REKLAM
 
 
 

HANİ GELİŞİYORDUK, BÜYÜYORDUK!

Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Avrupa Birliği İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eser Karakaş, ”Birleşmiş Milletler Kalkınma Programında her yıl yayınlanan İnsani Gelişmişlik Raporuna göre 15 yaş ve üzeri eğitim yaşı ile sağlık kriterlerini baz alarak hazırlanan sonuçlara göre 177 ülke arasında Türkiye 92. sırada yer alıyor. 2023’e kadar hangi siyasi iktidar,siyasi görüş, Türkiye’yi 11 senede içinde bulunduğu 92. sıradan 50 ya da 40. sıraya taşırsa, en milliyetçi siyasal iktidar, en milliyetçi siyasal görüş, lider odur. Başka bir milliyetçi tanımı boştur” dedi.
İNSANİ GELİŞMİŞLİK NEDİR?
”Birleşmiş Milletler Kalkınma Programında her yıl yayınlanan İnsani Gelişmişlik Raporuna göre 15 yaş ve üzeri eğitim yaşı ile sağlık kriterlerini baz alarak hazırlanan sonuçlara göre 177 ülke arasında Türkiye 92. sırada yer alıyor.”
SADECE RAKAMSAL OLARAK BÜYÜYORUZ, SOSYAL BÜYÜME YOK
Prof. Dr. Karakaş kişi başı milli gelir artması, eğitim ile sağlık alanlarına daha fazla kaynak ayırmak için çok hızlı büyümeye ihtiyaç olduğunu, ekonomik anlamda büyümeyi gerçekleştirmenin yanında hukukta da mesafelerin alınması gerektiğini belirtti.

28 Aralık 2012 Cuma

Derstan Sonra TV İzlemek Sakıncalı

Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim görevlisi Uzman Psikolog Dr. Fatih Kalkınç, saatlerce ders çalışan bir öğrencinin yorgunluğunu atmak için bir saat televizyon izlemesinin bütün emekleri silip götürdüğünü söyledi.

Dr. Fatih Kalkınç, Malatya’da Beşer Eğitim Kurumları tarafından Malatya Kongre ve KültürMerkezi’nde düzenlenenödültöreninde yaptığı konuşmada, çeşitli sınavlara hazırlananöğrencilerin başarılı olabilmeleri için televizyon, internetve cep telefonugibi iletişimaraçlarındanuzak durmaları gerektiğini söyledi. Öğrencilerin mutlaka okuma alışkanlığı edinmesinin önemine değinen Kalkınç, öğrencilerin iletişimaraçlarıiçin harcadıkları zamanı okumaya ayırmaları gerektiğini ifade etti. Kalkınç, öğrencilerin başarıyı yakalamalarınınyolunun aileiçi iletişimdengeçtiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Çocuklarımızlaonların hep olumlu yönlerini konuşursakve onlara sorumluluklar yüklersek, öz güvenleriartacak ve çocuklarımızınbaşarılı olmalarına büyük bir katkı sağlayacaktır. Çocuklarımızders çalışmanın yanı sıra çeşitli aktivitelere de katılmalı. Sürekli ders çalışan bir çocuksosyalhayattan da uzaklaşır. Bir öğrenci ders çalışmadığı vaktini de verimligeçirmeli. Saatlerce ders çalışan bir öğrencinin yorgunluğunu atmak için bir saat televizyon izlemesi bütün emeklerini boşa götürür. Çocuklarımızıher türlü kötü alışkanlıklardan uzak tutmalıyız.”
Sınavlarahazırlanan ilköğretim ve ortaöğretim düzeyi öğrencilerine de ideal ders çalışma metotlarını anlatan Kalkınç, sınavlarda başarılı olmanın ilk şartının günlükdüzenli çalışma olduğunu vurguladı. Ders çalışırkenmüzik dinlemenin katkısağlamayacağının altını çizen Kalkınç, öğrencilere şu önerilerde bulundu: “Günlük olarakdüzenli çalışmalısınız. Hedeflerinizi hayal etmelisiniz.Teknolojinin önplana çıktığı çağda yaşıyoruz. Başarılı olmak bazı şeylerden fedakarlık yapmakla mümkündür.Özelliklecep telefonu, televizyondan uzak kalınmalıdır. Çalışma ortamında dikkatinizi dağıtacak unsurlardan uzak durmalısınız.Sabah kahvaltılarının yapılması büyük öneme sahiptir. Günlük olarak üzüm, incir, bal veya pekmez tüketilmelidir.Değerli öğrenciler aynı anda hemmüzik dinlemek hem ders çalışmak sizlere faydasağlamaz. Aynı andasadece bir iş yapmalısınız. Zihninizi dinlendirecek sizi hedefinize ulaştıracak çalışmalar yapmalısınız. Günlük olarakspor yapan öğrencilerin yapmayanlara göre dahaverimlidir.Spora vakit ayırın.”

Üniversitede Hristiyanlık Fakültesi Açılacak

Yaşayan Diller bölümünden sonra Hristiyanlık’ın da öğretileceği ‘Dini İlimler Fakültesi’ yolda.

Meclis’e gönderilen Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Tasarısı’na göre Ankara’da Sosyal Bilimler Üniversitesi kurulacak. Üniversitedeki fakültelerden birisi de “Dini İlimler Fakültesi” olacak. Türkiye’de ilk kez kurulacak fakülte, Hıristiyanlık konusunda da eğitim verecek. Hükümet, Ankara’da, “Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi” adıyla yeni bir üniversite kurulmasına ilişkin yasa tasarısını TBMM Başkanlığı’na sundu. Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Ankara’da, “Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi” adıyla yeni bir üniversite kurulmasını öngörüyor. Tasarının gerekçesinde kurulan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin, sosyal bilimler alanında beş fakülte ve bu alanlarla ilişkili beş enstitü ile Türkiye’de sosyal bilimlerin gelişmesine katkı sağlaması ve bu alanlarla ilgili ülke ihtiyaçlarına cevap verecek bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yapmasının öngörüldüğü belirtildi. Mardin Artuklu Üniversitesi, Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesindeKürt, Arap ve Süryani Dili ve Kültürü ana bilim dallarına ilişkin bölümler açılmıştı.
RUHBAN YETİŞTİRME SORUNU KALKACAK
Üniversite bünyesindeki Dini İlimler Fakültesi ilk kez bütün dinlerin de okutulacağı bir fakülte olacak. Açılan bölümle, azınlıkların “din adamı yetişmiyor, Ruhban Okulu açılsın” isteklerine de bir ölçüde çözüm bulunmaya çalışılacak. Kurulacak fakülteler arasında, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Siyasal Bilgiler, Yabancı Diller Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Batı Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, İslam Araştırmaları Enstitüsü bulunuyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Hıristiyanlık Araştırmaları Bilim Dalı, Yahudilik Araştırmaları Bilim Dalı, İran ve Mezopotamya Dinleri Bilim Dalı, Doğu ve Uzakdoğu Dinleri Bilim Dalı açılmasına onay vermişti.

Bulgaristan Üniverisitelerinin Denkliği Kaldırıldı

Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim görevlisi Uzman Psikolog Dr. Fatih Kalkınç, saatlerce ders çalışan bir öğrencinin yorgunluğunu atmak için bir saat televizyon izlemesinin bütün emekleri silip götürdüğünü söyledi.

Dr. Fatih Kalkınç, Malatya’da Beşer Eğitim Kurumları tarafından Malatya Kongre ve KültürMerkezi’nde düzenlenenödültöreninde yaptığı konuşmada, çeşitli sınavlara hazırlananöğrencilerin başarılı olabilmeleri için televizyon, internetve cep telefonugibi iletişimaraçlarındanuzak durmaları gerektiğini söyledi. Öğrencilerin mutlaka okuma alışkanlığı edinmesinin önemine değinen Kalkınç, öğrencilerin iletişimaraçlarıiçin harcadıkları zamanı okumaya ayırmaları gerektiğini ifade etti. Kalkınç, öğrencilerin başarıyı yakalamalarınınyolunun aileiçi iletişimdengeçtiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Çocuklarımızlaonların hep olumlu yönlerini konuşursakve onlara sorumluluklar yüklersek, öz güvenleriartacak ve çocuklarımızınbaşarılı olmalarına büyük bir katkı sağlayacaktır. Çocuklarımızders çalışmanın yanı sıra çeşitli aktivitelere de katılmalı. Sürekli ders çalışan bir çocuksosyalhayattan da uzaklaşır. Bir öğrenci ders çalışmadığı vaktini de verimligeçirmeli. Saatlerce ders çalışan bir öğrencinin yorgunluğunu atmak için bir saat televizyon izlemesi bütün emeklerini boşa götürür. Çocuklarımızıher türlü kötü alışkanlıklardan uzak tutmalıyız.”
Sınavlarahazırlanan ilköğretim ve ortaöğretim düzeyi öğrencilerine de ideal ders çalışma metotlarını anlatan Kalkınç, sınavlarda başarılı olmanın ilk şartının günlükdüzenli çalışma olduğunu vurguladı. Ders çalışırkenmüzik dinlemenin katkısağlamayacağının altını çizen Kalkınç, öğrencilere şu önerilerde bulundu: “Günlük olarakdüzenli çalışmalısınız. Hedeflerinizi hayal etmelisiniz.Teknolojinin önplana çıktığı çağda yaşıyoruz. Başarılı olmak bazı şeylerden fedakarlık yapmakla mümkündür.Özelliklecep telefonu, televizyondan uzak kalınmalıdır. Çalışma ortamında dikkatinizi dağıtacak unsurlardan uzak durmalısınız.Sabah kahvaltılarının yapılması büyük öneme sahiptir. Günlük olarak üzüm, incir, bal veya pekmez tüketilmelidir.Değerli öğrenciler aynı anda hemmüzik dinlemek hem ders çalışmak sizlere faydasağlamaz. Aynı andasadece bir iş yapmalısınız. Zihninizi dinlendirecek sizi hedefinize ulaştıracak çalışmalar yapmalısınız. Günlük olarakspor yapan öğrencilerin yapmayanlara göre dahaverimlidir.Spora vakit ayırın.”

26 Aralık 2012 Çarşamba

İbn Haldun'un Eğitim Felsefesi






Akademik çalışmaları sayfamızda sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Öğretmen ve eğitim yöneticilerimiz açısından bu çalışmalar oldukça önemlidir. Mesleki becerileri geliştirmek ve etkili liderlik açısından bu tür çalışmalara zaman ayırmak önemlidir.
Makale okumak başlangıçta sıkıcı gelebilir. Ancak ilerleyen sayflarda bir roman havası oluşur ve merak başlar. Birkaç makaleden sonra zihinde sorular başlar ve yeni makaleler veya konular merak edilir.
Yani önemli olan bir defa okumaya başlamaktır.
İşte Süleyman Demirel Üniversitesinden Arife SÜNGÜ’nün Prof.Dr. Kemal SÖZEN danışmanlığında hazırladığı başarılı bir yüksek lisans tez çalışması. Anlaşılır, kapsamlı bir çalışma olarak hazırlanmış. Eğitimde söz sahibi ve birikim sahibi olmak için İslam eğitim felsefesini de iyi anlamak gerekir. İslam eğitim felsefesinde İbn Haldun önemli bir yere sahiptir.

İBN HALDUN eğitim felsefesini anlamak için TIKLAYINIZ.

Enerji Tasarrufu Haftası Kutlama Programı





Enerji Tasarrufu Haftası TAM KUTLAMA PROGRAMI    TIKLAYINIZ.

Veremle Savaş Eğitimi Haftası TAM KUTLAMA PROGRAMI  TIKLAYINIZ.





TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİNDEN REHBERLİK VE DENETİM SIRASINDAKİ İSTENİLEN BELGELER

Türkçe öğretmenleri, denetime hazır mısınız? Denetmenler sizden neler isteyecek? Tüm cevapları burada. İlgili dökümanları indirmek için TIKLAYINIZ




Diğer dersler içinde ADRES www.ulusalegitim.com     

Üyelik, aidat yok, hızlı ve düzenli

24 Aralık 2012 Pazartesi

İLKÖĞRETİMDE BOŞ DERSLERE KİM GİRER?



SINIF ÖĞRETMENİ 4-8. SINIFLARIN BOŞ DERSLERİNE GİRMEYEBİLİR.

Okulların ilkokul ve ortaokul olarak ayrılması ile birlikte iki okul bir arada olan yada ortaokul kısmı dönüşümlü olarak devam eden okullarda boş derslere hangi öğretmenlerin gireceği ile ilgili sorular gelmektedir. Sınıf öğretmenleri ortaokuldaki boş derslere görevlendirildiklerini, bazen sıkıntılar yaşadıklarını söylerken, okul idarelerinin özellikle 4. sınıfta dersi branş öğretmenine olan saatlerde “idari görev” olarak 5-8. sınıflardaki boş derslere görevlendirilmeleri ilgili bilgi istemişlerdir.
Bu konu ile ilgili olarak 03/02/2012 tarihli Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün konu ile ilgili görüş isteyen Düzce Valiliğine yazdığı yazı açıklık getirmektedir. Yazı henüz 4+4+4 uygulaması öncesi yazılmış olsa bile özü itibari ile sınıf öğretmenlerinin 5-8. sınıfların boş saatlerine görevlendirilmemesi gerekiyor. Bu sınıfları öncelikle dersi boş olan branş öğretmenleri, yoksa eğer idarecilerin girmeleri esastır. 1-4. sınıfların boş saatlerine ise 4. sınıf okutan ve dersine branş öğretmenleri giren sınıf öğretmenleri, yoksa eğer idarecilerin girmesi esastır.

İlgili Yazı için TIKLAYINIZ.

ÖDEV VE PROJE KAPAKLARI



Ödev ve Proje Kapaklarını indirmek için TIKLAYINIZ.

ulusalegitim.com  web sayfamızda öğrenci, öğretmen ve velilerimiz için gerekli olan tüm dökümanlara ulaşabilirsiniz.



SİTELERİMİZ

okulyonetimi.com
ulusalegitim.com
mebokulyonetimi.blogspot.com


AVRUPA'DA ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI



Ülkemizi dışarıda temsil eden ve kültürümüzü ve dilimizi gelecek nesillere aktaran öğretmenlerimiz çok zor şartlar altında ve Büyük TÜRKİYE’ye yakışmayacak bir ücrete mahkum ediliyor.
YAZI DİZİSİ
YURT DIŞI ÖĞRETMENLER
1. BÖLÜM: Avrupa
ÖZEL OKULLARIN YURT DIŞINDAKİ ÖĞRETMENLERİNE VERİLEN DEĞER MEB ÖĞRETMENLERİNE VERİLMİYOR.
Ülkemizin bir çok yerinden büyük bir fedakarlık örneği göstererek dünyanın bir çok yerine hizmete giden MEB öğretmenlerini hiç bir platformda görmeyiz. Onlar hiç anılmazlar. Hava alanlarından milletvekilleri de karşılamaz. Zaten böyle bir beklentileri de yoktur belki de. Ancak medya ve siyasiler hemen hemen aynı ülkelerde özel okullarda çalışan öğretmenleri yere göğe sığdıramaz, her fırsatta iltifat eder. Etmelidirler de. Ancak kendilerini resmi olarak temsil eden en az onlar kadar fedakar ve milli manevi değerleri oralarda yaşatmaya çalışan Bakanlık öğretmenlerinin de anılması gerekir.
MAAŞLARDA ADALET OLMALI
Yurt dışında asker, polis, imam-hatip ve öğretmenler ülkeyi en fazla temsil eden meslek grupları. Maalesef yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da öğretmenler üvey evlat olmaktan öteye geçemiyor. En az ücreti yine onlar alıyor. En fazla iş yükü yine onlarda. Maaşı dışında zaten sahip çıkanda yok. Kazançlarının büyük bölümü kira ve ulaşıma gidiyor. DİTİB kadar personeline sahip çıkamıyor eğitim temsilcilikleri.
ZAM BEKLENTİSİ YÜKSEK AMA GALİBA İMKANSIZ
Maaşlara 4 yılda bir zam planlanıyor. 2013′te tekrar zam bekleniyor ama pek umutlu değil onlar. Avrupalı meslektaşları da onlar için üzülüyor çünkü aynı ülkede yaşıyorlar, aynı giderlere sahipler ve onların yarısı kadar maaş alıyorlar. Ailesini, bebeğini geride bırakıp bu göreve giden insanlar saygıyı hak ediyorşar hem de fazlasıyla. Millet olabilmenin ana şartlarından olan dil ve kültürü taşıyorlar uzaklara onlar ama sırtlarındaki kendi yükleri bunu engelliyor.
2.500 € altında bir maaş avrupanın bir çok ülkesinde perişan Türkiye Cumhuriyeti imajı da doğuracaktır. Bu büyük ülke ve millet sayıca az olan ama etkisi çok bu camiayı da hatırlamalıdır. Sadece ekonomik olarak da değil her konuda.
SİGORTA GİDERLERİ
Zaten düşük gelirle ayakta durmaya çalışan, izinlere bile düzenli gelemeyen gurbetçi öğretmenlerin en büyük sorunlarından biri de SİGORTA. Tüm sağlık giderlerini nakit karşılayan aldıkları faturaları ateşiliğe verip 1 yıla yakın bekleyip ücretlerini alan öğretmenler için büyük çaplı bir tedaviye maruz kalma korkusu hiç eksik olmuyor. 8-10.000 € tutarındaki bir tedavi ücretini peşin ödemek zorunda kalan öğretmenler çoğu zaman ya ailelerinde yada bölgelerindeki gurbetçi işçilerden borç almak zorunda kalıyor. Bu durum meslek onuru açısından hiçte hoş olmayan bir zorunluluk olarak hep önlerinde. Bu giderler düzenli ve zamanında ödense problem ortadan kalkacak ama aslında çık basit bir düzenleme bazen dramlara neden olabiliyor.


www.okulyonetimi.com


devam edecek….

KAMPÜS OKULLAR GELİYOR




okulyonetimi.com olarak sürekli gündeme getirdiğimiz ve ulusal –  uluslararası literatürü sizinle paylaştığımız bu sayfalarda sürekli “okullar modern olmadan, eğitim modern olamaz”ilkesinden söz etmiştik. Çözümün “Kampüs Okullar” olduğunu belirtmiştik. her sokağa yapılan bir kaç dersliğin okul olamayacağını, “ortamın insan üzerinde güçlü etkisini”, “Yaratıcılığın insana verilen imkanlarla ortaya çıkarılacağını” söylemiştik. Bunları biz değil bilimsel çalışmalar ortaya koymuştur. Biz sadece bu konuda farkındalık yaratma gayretinde idik.
KAMPÜS OKULLARDA İLK ADIMLAR ATILIYOR
Kampüs okullarla ilgili adımlar Bakanlık tarafından atılmaya başlandı. İlk önce 10-14/09/2012 tarihleri arasında Antalya’da “Eğitim Yapıları Semineri” düzenlendi. Bu seminerde 5 gün boyunca aşağıdaki önemli konular ele alındı.
  • KÖO modelinin genel tanıtımı (yönetmelik ve ikincil mevzuat)
  • Eğitim kampüslerinde alınacak hizmetler
  • Hazine arazisi üzerine okul yapılıp işletmesi karşılığında okul yapılma işleri
  • Eğitim Tesis Alanının “Özel eğitim Tesis Alanına” dönüştürülmesi karşılığı okul yapılma işleri
  • Bakanlıkça kullanılmayan eğitim öğretim binalarının eğitim öğretim amacıyla kullanılmak üzere kiralanması
  • Yenileme işleri
  • Ticari alan olarak teklif edilebilecek taşınmazlar
  • Gelir Paylaşım Modeli Uygulaması
  • Yatırımlarda Teşvik uygulaması
  • Yatırımların Hızlandırılması
  • Deprem Yönetmeliği ve Yapıların Güçlendirilmesi
  • Eğitim yapıları imar plan değişiklik teklifleri ve büyüyebilen modüler eğitim tesisi yapıları konsepti
işin içine biraz ticaret sokulmuş olsa da bu çalışmalar umut verici.
PROJE YARIŞMASI  İLANI DA YAPILDI
İkinci aşama ise 30 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “EĞİTİM KAMPÜSLERİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI ÖN SEÇİM İLANI” oldu. Ortaya çıkacak projeler değerlendirildikten sonra bu iş bir adım daha ileri gitmiş olacaktır. İlk etapta ülke genelinde 33 adet “Eğitim Kampüsü” yapılacaktır. Bunun için 8 farklı arsa yapısına uygun ilk 3 dereceye giren projeler ile mansiyon projeleri belirlenecek. Yani toplam 32 proje elde edilecek. Sonra da bunlar içinde uygulanacak projeler belirlenecek.
Eğitim kampüsleri yap-kirala-devret yöntemi ile hayata geçirilecek şekilde planlanıyor. Bunun için teklifler gelmemesi durumunda iş bakanlığa kalacak. tesisler öz kaynaklarla yapılacak.
Bakanlık şu günlerde öğrencilere internet ortamında “okulunuzda nelerin olmasını istersiniz” anketi yaptırıyor. Burdan elde dilecek verilerin kullanılması durumunda proje daha da anlamlı olacaktır.
JÜRİDE 1 TEK EĞİTİMCİ VAR!
Şuana kadar yapılan çalışmalarda en göze çarpan hata 4′ü danışman 5 tanesi de asil olan jüri üyelerinde sadece danışman jüri üyelerinden 1 tanesi eğitimci, asil jüri üyelerinin tamamı mimar yada mühendis. İlerleyen süreçlerde eğitimciler işin daha fazla katılmazsa sıkıntı ortaya çıkacaktır. Meb’in bugüne kadarki okul mimarisinde başarılı olamama sebeplerinden biri de eğitimcilerin sürece dahil edilmeden bu işin bir mimari durum olarak görülmesidir.

KİMSE KIZMASIN, KENDİMİZİ YAZDIK

 
 
Öğretmenlik yer yüzünün en eski mesleklerinden biri olmakla birlikte, tüm dünyada toplumun saygı duyulan kesimi olarak bilinirler.
Saygı duyulur çünkü her aile çocuğunu, en değerli varlığını güvenerek teslim eder. Saygı duyulur çünkü örnek birey modelidir öğretmen. Zor bir görevdir, sokakta yürüyüşünüzden, giyiminize kadar dikkat etmelisiniz eğer bu işi yapıyorsanız. Tatillerde bile gözleri üzerindedir toplumun, hata yapmamalıdır. Nadiren hata yapan öğretmen haber bültenlerine konu olur bazen son derece basit hatalardan bile. Çünkü toplum ondan bunu beklemez, yadırgar.
Öğretmen özellikle Anadolu’da daha bir başka görülürdü yakın zamana kadar. Çocuğu öğretmen olmak mahallede gurur kaynağı olurdu ailelerin. Öğretmenin kızını istemesi, övünç kaynağı olurdu annelerin. Hatta evini öğretmene kiraya vermek, öğretmenden araba almak bile önemliydi bu topraklarda.
Atatürk’ün bile anılarında en unutulmayan kahraman öğretmendir, büyük öndere “Kemal” adını veren.
Ancak zamanla bir çok değerimizi kaybettiğimiz gibi, öğretmenliğinde değerini en altlara indirdik. Politikacılar, Bürokratlar, yozlaşan kültürel değerlerin etkisi, öğretmensiz eğitim arayışları gibi bir çok neden etkili oldu bu konuda.
Fakat belki de en önemlisi de öğretmenlerin kendi yaptıkları hatalar bunlara tuz biber oldu. Öz değerlendirme yapmadık hiç, hep toplumun en değerlisi olalım istedik ama bunun için mücadele etmedik. Kendimizi yetiştirmedik, okumadık. Bunun için çok ciddi sebeplerimiz vardı, ekonomik durumumuz, kendi evimizdeki yangınlar ama aslında bunların arkasına sığınarak kaybettiğimiz itibarımız.
Kızacağız bunları okurken ama basit bir okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı için siyasi partilerin şımarık ve cahil il ve ilçe başkanlarının önünde kaybettirdik meslek onurunu, Sendikalar kurduk örgütlenelim diye ama Milli Eğitim Personel işlerimiz için kullandık, işimize gelmeyince yolda bıraktık arkadaşlarımızı ve örgütlenmeyi bile başaramadık, toplumu örgütleme görevi olan öğretmenler olarak.
Örnek rol modeldik topluma, adaletin sembolü, tarafsızlığın idolü idi öğretmenler. Köyde tarafları barıştıran, köy senetlerinde modern anlamda ombustmandı öğretmenler. Ama meslektaşlarını ALO 147 hafiye hattına en basit konularda veya makamı için şikayet eder olduk. Fişlettik meslektaşlarımızı. O şucudur, bu bucudur diyerek.
Düğün değil bayram değil nereden çıktı bunlar diyeceksiniz. Şu günlerde Şube Müdürü görevlendirmeleri yapılmaya başlandı iller bazında tüm ülkede. Duyumlar geldi, ulusal ve yerel medyaya da yansımaya başladı zaten. Meslektaşlarımız yine bazı kapı eşiklerinde onurumuzu kıracak durumlara düşüyormuş…

ALMAN OKUL ÖDÜLÜ-İYİ BİR OKUL İÇİN 6 KRİTER

Almanya‘nın en bilinen ve beklentisi en yüksek yarışması. Jüride yer alan uzmanlar, bilim adamları ve pedagoglar, bunda, ilk bakışta ...