24 Aralık 2012 Pazartesi

KİMSE KIZMASIN, KENDİMİZİ YAZDIK

 
 
Öğretmenlik yer yüzünün en eski mesleklerinden biri olmakla birlikte, tüm dünyada toplumun saygı duyulan kesimi olarak bilinirler.
Saygı duyulur çünkü her aile çocuğunu, en değerli varlığını güvenerek teslim eder. Saygı duyulur çünkü örnek birey modelidir öğretmen. Zor bir görevdir, sokakta yürüyüşünüzden, giyiminize kadar dikkat etmelisiniz eğer bu işi yapıyorsanız. Tatillerde bile gözleri üzerindedir toplumun, hata yapmamalıdır. Nadiren hata yapan öğretmen haber bültenlerine konu olur bazen son derece basit hatalardan bile. Çünkü toplum ondan bunu beklemez, yadırgar.
Öğretmen özellikle Anadolu’da daha bir başka görülürdü yakın zamana kadar. Çocuğu öğretmen olmak mahallede gurur kaynağı olurdu ailelerin. Öğretmenin kızını istemesi, övünç kaynağı olurdu annelerin. Hatta evini öğretmene kiraya vermek, öğretmenden araba almak bile önemliydi bu topraklarda.
Atatürk’ün bile anılarında en unutulmayan kahraman öğretmendir, büyük öndere “Kemal” adını veren.
Ancak zamanla bir çok değerimizi kaybettiğimiz gibi, öğretmenliğinde değerini en altlara indirdik. Politikacılar, Bürokratlar, yozlaşan kültürel değerlerin etkisi, öğretmensiz eğitim arayışları gibi bir çok neden etkili oldu bu konuda.
Fakat belki de en önemlisi de öğretmenlerin kendi yaptıkları hatalar bunlara tuz biber oldu. Öz değerlendirme yapmadık hiç, hep toplumun en değerlisi olalım istedik ama bunun için mücadele etmedik. Kendimizi yetiştirmedik, okumadık. Bunun için çok ciddi sebeplerimiz vardı, ekonomik durumumuz, kendi evimizdeki yangınlar ama aslında bunların arkasına sığınarak kaybettiğimiz itibarımız.
Kızacağız bunları okurken ama basit bir okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı için siyasi partilerin şımarık ve cahil il ve ilçe başkanlarının önünde kaybettirdik meslek onurunu, Sendikalar kurduk örgütlenelim diye ama Milli Eğitim Personel işlerimiz için kullandık, işimize gelmeyince yolda bıraktık arkadaşlarımızı ve örgütlenmeyi bile başaramadık, toplumu örgütleme görevi olan öğretmenler olarak.
Örnek rol modeldik topluma, adaletin sembolü, tarafsızlığın idolü idi öğretmenler. Köyde tarafları barıştıran, köy senetlerinde modern anlamda ombustmandı öğretmenler. Ama meslektaşlarını ALO 147 hafiye hattına en basit konularda veya makamı için şikayet eder olduk. Fişlettik meslektaşlarımızı. O şucudur, bu bucudur diyerek.
Düğün değil bayram değil nereden çıktı bunlar diyeceksiniz. Şu günlerde Şube Müdürü görevlendirmeleri yapılmaya başlandı iller bazında tüm ülkede. Duyumlar geldi, ulusal ve yerel medyaya da yansımaya başladı zaten. Meslektaşlarımız yine bazı kapı eşiklerinde onurumuzu kıracak durumlara düşüyormuş…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ALMAN OKUL ÖDÜLÜ-İYİ BİR OKUL İÇİN 6 KRİTER

Almanya‘nın en bilinen ve beklentisi en yüksek yarışması. Jüride yer alan uzmanlar, bilim adamları ve pedagoglar, bunda, ilk bakışta ...