5 Ocak 2013 Cumartesi

Uşak Milli Eğitim'de Düşündürücü Şube Müdürü Görevlendirmeleri

Bilindiği gibi Şube Müdürlüğü Görevlendirmeleri son zamanlarda eğitim çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri. İllere 11, ilçelere de çeşitli sayılarda Şube Müdürü normları İnsan Kaynaklarının 2012/43 sayılı genelgesi ile verilmişti.

İller boş bulunan bu kadroları asilleri atanıncaya kadar görevlendirmeler yoluyla doldurmaya başladı. Çankırı listesini açıklayan ilk il olurken, diğer iller ise onay sürecinde ve bir kaç güne kadar hemen her yerde işlemler tamamlanacak gibi görünüyor.

Yurt genelinde yapılan görevlendirmelerde dikkat çekici durumlar da ortaya çıkmaya başladı. Görevlendirmelerin neredeyse tamamına yakınının genel yetkili sendika üyesi olması gözlerden kaçmadı.
Uşak Milli Müdürlüğü de boş bulunan 8 kadroya Şube Müdürü Görevlendirmesini bitiren illerde biri oldu. Henüz resmi liste yayınlanmasa da gelen bilgiler 7 görevlendirmenin de aynı sendika üyesi ya da yöneticisi olduğu yönünde. Bu durum eğitimciler arasında hemen gündeme oturdu. Tesadüf olma olasılığı diğer illerden gelen haberlerde eklenince imkansız olan bu durum kurum içi dengeler ve adalet açısından ne gibi sonuçlar doğurur bilinmez. Bunu zaman gösterecektir. Ayrıca bu kişiler dışında talipli olup olmadığı da henüz bilinmiyor ama olmadığı kabul edilse bile görevlendirme yapılırken bu durumun uygun olmayacağı, kurum huzuruna ve motivasyona zarar vereceği düşünülerek daha dikkatli olunması gerekirdi.

4 Ocak 2013 Cuma

Serbest Kıyafet İyi Oldu mu? Hayırrrrrr!

Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER bir dizi temas ve açılış için bugün Adana idi. Basın mensupları ile de bir araya gelen DİNÇER çeşitli soruları cevaplandırdı. Özellikle son günlerde gündeme gelen 2013′ün ilk çeyreğinde atama söylentileri için atamalar Ağustos ayında cevabını verdi.
Şanlıurfada 133 kişilik sınıf sorusuna da bunun münferit olduğunu ama Şanlıurfa’da sınıf mevcutlarının kalabalık olduğunu kabul ettiğini ve tedbirlerin alındığını belirtti.
ÖĞRENCİLER BAKAN DİNÇER’İ FENA BOZDU
Adana’da okullarda da incelemlerde bulunan Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER ziyaret ettği okulun girişinde kendisini bekleyen öğrencilerin yanına giderek;
-Aramızda kalacak, söyleyin bakalım serbest kıyafet uygulaması iyi oldu mu? diye sordu.
Miniklerden hiç beklemediği bir şekilde hep bir ağızdan gelen cevap ise;
-Hayırrrrrrr oldu.

3 Ocak 2013 Perşembe

Sınıf Yönetimi Nedir? İyi Bir Sınıf Yönetimi İçin Okumalıyız.




ÖĞRETMENLERİMİZİN İHTİYACI OLAN BİR KONU

SINIF YÖNETİMİ

Sınıf  yönetimi,  eğitim  yönetimi  sıra dizininin  ilk  ve  temel  basamağıdır.
Sınıf, öğrencilerle  yüz yüze  olunan  bir  yerdir.  Eğitimin  hedefi  olan  öğrenci davranışının  oluşması  burada  başlar.  Eğitim  için  gerekli  birincil  kaynaklar  olan öğrenci,  öğretmen,  program,  kaynaklar,  sınıfın  içindedir.  Eğitim  yönetiminin kalitesi, büyük ölçüde, sınıf yönetiminin kalitesine bağlıdır. 
Sınıf  yönetimi,  sınıf  yaşamının  bir  orkestra  gibi  yönetilmesidir  (Lemlech, 1988: 3): içinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli olanak ve süreçlerin,  öğrenme düzeninin, ortamının,  kurallarının  sağlanması, sürdürülmesidir  (Brophy,  1988:  2; Montero-Sieburth,  1989: 4; Doyle,  1986: 394); öğretmen ve öğrencilerin çalışma  engellerinin  en  aza  indirilmesi,  öğretim zamanının  uygun  kullanılması,  etkinliklere  öğrencilerin  katılımının  sağlanmasıdır (Kearney  and  Others,  1985:  19);  sınıftaki  kaynakların  insanların,  zamanın yönetimidir (Haigh, 1990: 13). 

İYİ BİR SINIF YÖNETİMİ İÇİN 
1-   İYİ BİR ORTAM GEREKLİDİR
Sınıf yönetimi etkinliklerinin bir boyutunu, sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin olanlar oluşturur: Sınıfın genişliği, sınıf alanının çeşitli etkinliklerin  yapımı için  bölümlenmesi,  ısı,  ışık,  gürültü  düzenekleri,  renkler,  temizlik,  estetik,  eğitsel araçlar,  oturma  düzeni,  öğrencilerin  gruplanması,  bunların  başlıcalarındandır.  Fiziksel düzenlemeler,  öğrencinin  rahat  etmesini  sağlamak,  okul  ve  sınıfın  çekiciliğini artırarak  öğrencinin okula isteyerek gelmesini gerçekleştirmek öğrenmeyi kolaylaştırmak  amaçlan  için  yapılır.  "Eğitim"  olarak  tanımlanan  davranış değişikliği, uygun ortamlarda gerçekleşir. 
2-   İYİ BİR PLANLAMA GEREKLİDİR
Sınıf  yönetiminin ikinci boyutunu plan-program etkinlikleri oluşturur. Amaçlar esas alınarak, yıllık, ünite, günlük  planların yapılması,  kaynakların  belirlenip dağılımının  sağlanması,  iş ve işlem  süreçlerinin  belirlenmesi,  araç  sağlama, yöntem  seçme,  öğrenci  özelliklerini  belirleme,  gelişimlerini  izleme ve değerlendirme, öğrenci katılımını düzenleme, bu grupta ele alınabilir. Bu etkinlikler, geçmişi  ve  var  olan  durumu  ele  alarak  geleceği  görme  ve  şekillendirme  amaçlı çabalar olarak görülebilir. 
3-   İYİ BİR ZAMAN YÖNETİMİ GEREKLİDİR
Üçüncü  boyut,  zaman  düzenine  yönelik  etkinliklerdir. Etkili  öğretim, öğrenmeye  ayrılan  zamanın  çokluğuna  ve  etkili  kullanımına  bağlıdır  (Montero-Sieburth,  1989:  11;  Morris,  1990:  81).  Sınıf  içinde  geçirilen  zamanın çeşitli etkinliklere dağılımı, zamanın dersdışı ve bozucu etkinliklerle  harcanmaması, sıkıcılığın önlenmesi, öğrencinin zamanının çoğunu okulda-sınıfta geçirmesinin sağlanması, devamsızlığın ve okuldan  ayrılmaların önlenmesi, bu boyut içinde görülebilir. 
4-   İYİ BİR İNSANİ İLİŞKİ PLANLAMASI GEREKLİDİR
Sınıf  yönetiminin  dördüncü  boyutunu  ilişki  düzenlemeleri  oluşturur.  Sınıf kurallarının  belirlenip  öğrencilere benimsetilmesi, sınıf yaşamının kolaylaştırılmasına yönelik  öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen  ilişki  düzenlemeleri, özellikle, bir sonraki boyut olan davranışı da şekillendirici etkinliklerdir.
5-   ÖĞRETMENİN ÖĞRENCİLERİ İYİ TANIMASI GEREKLİDİR
Beşinci boyut, davranış düzenlemelerinden oluşur. Sınıf ortamının istenen davranışı sağlayabilir  hale getirilmesi, sınıf ikliminin olumlulaştırılması,  sorunların, ortaya  çıkmadan  önce  tahmin  edilmesi  yoluyla  istenmeyen  davranışların önlenmesi,  sınıf  kurallarına  uygulamasının  sağlanması,  yapılmış  olan  istenmeyen davranışların  değiştirilmesi bu boyuta ilişkin olarak söylenebilir. Sınıf yönetimi, başka açılardan da boyutlanabilir. 





SINIF YÖNETİMİ MODELLERİ
Tepkisel, Önlemsel, Gelişimsel ve Bütünsel olarak gruplanabilir. Her modelin kullanımında, farklı yöntemler  uygulanabilir.  Örneğin, tepkisel modelin kullanımında, demokratikliğin veya  öğrenci ağırlıklı olmanın seçenekleri, birer yöntem olarak  uygulanabilir: Sınıfa  kitap  ve  defter  getirmeyen bir  öğrenci  davranışının  değiştirilmesi amacı ile tepkisel  modeli  kullanırken, öğrenciyle görüşme,  veliyle  haberleşme,  okul  yönetiminden  yararlanma,  aileye dış  destek  sağlama,  yerel  yönetimlerden  yararlanma,  hukuk  sistemini  devreye alma yöntemlerinden birini veya birkaçını kullanabilir. Yöntem seçimi,  amaçlara, olaya,  tarafların  özelliklerine  göre  değişir.  Bu  yöntemlerin  kullanılış biçimleri farklı  teknikler olarak görülür: Öğrenciyle görüşme  yönteminde,  doğrudan görüşme  tekniği kullanılarak  kitap  ve  defteri  konu edilip soruna yaklaşılabileceği gibi, asıl konunun o olduğu farkettirilmeden, başka bir konu ile giriş yapılıp defter ve kitapla ilgili olanlar, sanki  asıl konu o değilmiş gibi ele alınarak dolaylı görüşme tekniği kullanılır.  İkinci teknik, duyarlığı yüksek, çekingen çocuklarda ve açıkça tartışılması rahatsızlık yaratabilecek konularla ilgili  konuşmalarda daha uygundur.
Tepkisel model
İstenmeyen bir düzenleniş  sonucuna veya bir davranışa tepki  olan  sınıf  yönetimi  modelidir;  amacı,  istenmeyen  durum  veya  davranışın değiştirilmesidir. Bu anlamıyla, sınıf yönetiminin klasik modeli  olduğu söylenebilir, işleyişi, istenmeyen sonuç-tepki  şeklindedir. Düzen sağlayıcı ödül-ceza türü etkinlikleri içerir. Etkinliklerin yönelimi, gruptan  çok  bireyedir.  Bu.  modele sık başvurmak zorunda kalan öğretmenin, sınıf  yönetimi becerilerinin yüksek olmadığı, diğer üç  modeli  gereğince kullanmadığı söylenebilir. Modelin zayıf yönlerinden birisi de her tepkinin bir karşı tepki  doğurur olmasıdır. Ama sınıfta istenmeyen  bir  davranış  ve  sonuç  oluşmuşsa,  bu  modelin  kullanılmasına  da gereksinim duyulabilir.
Önlemsel model, 
Planlama düşüncesine bağlı, geleceği kestirme, istenmeyen davranış ve sonucu, olmadan önleme yönelimlidir. Amacı, sınıf sorunlarının ortaya çıkmasına olanak vermeyici bir düzenleniş ve işleyiş oluşturarak, tepkisel modele gereksinimi azaltmaktır. Bu model  sınıf etkinliklerini bir "kültürel sosyalleşme süreci" olarak ele alır, sınıfta, yanlış davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır. Eğitim öncesi düzenlemeleri, istenen davranışın kolayca gösterilebileceği bir ortamı, istenmeyen davranıştan uzaklaştırıcı kuralları, plan ve programları, hazırlıkları  içerir.  Etkinlikler  bireyden çok gruba yöneliktir (Jacobsen and others, 1985: 243; Harris, 1991:157).
Gelişimsel model
Sınıf yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerinin gerektirdiği uygulamaların  gerçekleştirilmesini  esas  alır;  bir ugulamaya geçilmeden önce, öğrencilerin ona bu açılardan hazırlanmasını öngörür.
Jacobsen (1985:  244)  bu  modeli  dört  basamaktan  oluşturur. 
Birinci  basamak, onuncu  yaşa  kadar  süren,  nasıl  öğrenci  olunacağının  öğrenildiği  zamandır, öğretmene  çok  iş  düşer, 
İkinci  basamak,  on-oniki  yaş  arası  dönemdir.  Sınıf yönetimine verilen ağırlık azalır, öğrenciler olgunlaşma yolunda, sınıf düzenine uymaya, öğretmeni hoşnut  ermeye  isteklidir.
Üçüncü  basamak,  oniki-onbeş yaşlan arasıdır. Öğrenciler, zevk ve destek almak için birbirlerine bakarlar, yetke görüntüsü verirler. Öğretmeni sıkıntıya sokmayı  seçebilir, bunun sonunda arkadaşlarının beğenisini de kazanabilirler. Sınıf yönetimi kurallarının nedenlerini ararlar.
Dördüncü basamak lise yıllandır. Öğrenciler, kim  olduklarını, nasıl  davranmaları  gerektiğini anlamaya başlarlar, sosyalleşir, akıllanırlar, yönetim sorunları  azalır.  Çocukta ana baba  ve  yetişkinlerin  etkisi,  yirmi  yaş  dolaylarına  kadar gittikçe azalır, sonra artar. Arkadaşlarının etkisi ise gittikçe artar. Bu iki etkinin kesiştiği oniki yaş dolayı, öğretmen ve ana baba için sıkıntı yıllandır (Brophy, 1988: 6, 7).
Sınıf yönetimi algılarını bütünleştiren bütünsel sınıf yönetimi modelinde önlemsel sınıf yönetimine öncelik verme, grubu olduğu kadar bireye de yönelme, istenen  davranışa  ulaşabilmek  için  istenmeyenin  nedenlerini  ortadan  kaldırma vardır,  istenen  davranışın  uygun  ortamlarda  gerçekleşeceği  bilincine  dayanarak ortam  düzenlemeye,  bütün  önlemsel  yönetim  çabalarına  karşın  oluşabilecek istenmeyen  davranışları  düzeltmek  amacıyla  tepkisel  yönetim  araçlarından yararlanmaya  çalışılır.  Bu  etkinlikler  sürecinde  seçilecek  davranış  örgüleri, öğrencinin gelişim basamakları ile uyumlu olanlardan seçilir. Bu model için sınıf yönetiminin sistem modeli denebilir. Modelin çevre boyutunda; okul, aile, boş zaman etkinliklerinin yer aldığı arkadaş çevresi vardır.
SINIF YÖNETİMİNDE ÖĞRETMENİN DİKKAT EDECEĞİ KONULAR
1-   Emir yerine istek bildiren anlatımlara yönelme, öğrencinin alınganlığını, çekingenliğini hesaba katma, öğretmenin alacağı sesli-sessiz tepkileri farklılaştırır. Daha sonraki yıllarda gençlik çağının  aksilikleri geçer, ders konularına yönelim artar (Brophy, 1988: 6,7).
2-   Sınıf ve öğrencilerin özellikleri değiştikçe, yönetsel uygulamalar da farklılaşmalıdır. Düşük yetenekli öğrencilerin çoğunlukta olduğu sınıflarda, daha çok zaman  gereksenir.  Kalabalık  sınıflar,  daha  çok  düzen  çalışması ister. Benzeşik sınıflar, daha az sorun yaratır (Brophy,  1988: 7). Sınıf yönetimi davranışlarının seçiminde bu özellikler dikkate alınmalıdır. 
3-   Etkili bir sınıf yöneticisi olarak öğretmenin, sınıfı eğitim için hazırlaması, sınıf kural  ve  süreçlerini  belirleyip öğretmesi,  öğretimi  düzenleyip  sürdürmesi, öğrencilerin uygun davranmasını sağlaması beklenir.
4-   Öğrenci  davranışlarının  kazanılmasında  en  etkili  ortamlardan  biri  de arkadaş gruplarıdır. Öğrencinin yakın çevresi içindeki bu gruplara girişi  ve gruptakilerin davranışı etkilenmeye çalışılarak, öğrencilerin istenen davranışları kazanıp göstermelerine yardıma olunabilir. Öğrencinin, okuldan  ayrıldıktan  sonra  eve  gidene  kadar,  nerelerde,  kimlerle  neler  yaptığı bilinmeye  çalışılmalıdır.  Bu  konuda  öğretmen,  okul,  aile  işbirliği  yapmalıdır
5-   Aileyle ilgili olarak öğretmenin  yapması  gerekenlerden  ilki,  ailenin tanınması,  bunun  aracı  da  öğretmen-veli iletişimidir. Bu iletişim yüz yüze olabileceği gibi, yazı ve telefonla da olabilir.  Öğretmen,  öğrencinin defterine yazdığı veya velisine iletmesi için öğrenciye verdiği notlar  aracılığı ile iletişim sağlayabilir. Ailelere  haftalık, aylık okul-sınıf  haberleri  bülteni  gönderilebilir.Öğrenciler  aracılığıyla sözlü iletişimin,  yanlış  anlamalara  neden  olabileceği  için kullanılmaması yerinde olur. 
6-   Öğretmenlerin çevre ve aileyi tanıması için, mutlaka okul yakınında oturması gerekmez, alışveriş ve iş ilişkilerini çevreyle kurması da yeterli olabilir. Okul kayıtları, güvenilir olmak ve sürekli yenilenmek  şartıyla  öğretmene  kolay  bilgi  sağlar, ilişkileri  geliştirmek  için  okul  velilere  açılmalı,  okul  kayıtları  onlarla  paylaşılmalı, gerekirse velilere bir kontrol listesi verilerek, sınıf ortamı, öğretmen, öğrenci, okul hakkında görüşleri alınmalıdır
7-   Ailenin  çeşitli  özellikleri,  öğrencilerin  sorunlarının  çözümünde  öğretmen için  doğrudan  ve  birincil  kaynaktır.  Öğrenciden  beklenen  davranışlar  aileye iletilmeli, öğrenmenin artıp, sınıf sorunlarının azalması böylece sağlanmalıdır. Aile, okulda öğrenilenlerden herhangi birini  ele  alarak,  bunun  uygulanışında  çocuğa yardım  edebilir.  Böylece  çocuk,  okulun  ve  öğrenmenin  önemini  daha  iyi  anlar.
8-   Okul-aile  ilişkisinin iyi planlandığı bazı ülkelerde, okullar aileye bir ana-baba takvimi gönderirler.  Bu  takvim,  aileden  beklenilenin  her gün  çocuğuyla  on  dakika ilgilenmesi  olduğunu  anlatan  bir  mektupla  başlar,  her  ayın  her  günü  nelerin yapılmasının  beklendiğini  anlatan,  yapılacak  çalışmaları  gösteren  sayfalarla sürer.  Örneğin,  ilköğretim  okulu  ikinci  sınıftaki  bir  öğrencinin ailesine gönderilen takvimde, Eylül ayının onuncu günü için  "Bugün  çocuğunuzu  okuluna  götürüp kütüphane  kartı  alın",  veya  on ikinci  günü  için  "Bugün  çocuğunuza  beş meyve ismi yazdırın, karşılarına resimlerini yapsın", ya da, "Bugün bu takvimin on beşinci sayfasındaki  işlemlerden  ilk  üçünü  yaptırıp  kontrol  edin"  yazılıdır. Aile bireyleri, çocuğun gününün en çok kısmını geçirdiği mekândakiler olarak, eğitsel görevlerini yapmalıdır. Öğrenmede ne aile okulun, ne de okul ailenin yerini tutabilir.
9-   Okulun  fiziksel  yapısı,  görünüş,  kullanış,  sağlık  şartlarına  uygun  oluş açılarından uygun ve  çekici  olmalıdır.  Temiz, bakımlı  iyi donanımlı okullar, yalnız morali  değil,  davranışı  da  etkiler  (Johnson,  1990:  67).  Okulun  fiziksel  yapı özellikleri  ve  bunlann  düzenlenişi  hakkında  öğretmen,  yönetici  ve  mimarlar  farklı görüşler  bildirmişlerdir  (Chapman,  1992:  2337).  Bu  görüşler,  öğrenci gereksinimleri  ve  eğitsel  amaçlarla  karşılaştırılarak  değerlendirilebilir.
10-   Okul,  sorunlu  öğrenciler  için  farklı  düzenlemeler  yapabilmeli,  teneffüslerde bu  tür  öğrencilerin  diğerlerinin  huzurunu  bozması  önlenmeli, gerektiğinde bunlar yakından gözetlenmelidir. Bu konuda velilerden de yararlanılabilir (Craig, 1989: 175, 177). Öğrencilerin enerjilerini  kullanacağı bireysel ve grupla etkinlikler, bu enerjinin istenme-yen  davranışlara  kaymasını  da  engelleyecek,  okul  ve  sınıf  yönetimini olumlu etkileyecektir.
11-   Sınıf yönetiminin  uygunluğu okul yönetiminin kalitesine bağlıdır. Çünkü, imkânların üretimi, dağıtımı, kullanımı, düzeni, okul yönetiminin kalitesine  göre değişir, bu kalite oranında sınıf yönetimine yansır. Etkili bir sınıf yönetimi için etkili bir okul yönetimi de gereklidir.
12-   Sınıf,  ustaca  düzenlenmiş  bir  çevre  olmalıdır,  çünkü,  davranışı değiştirmenin çok etkili bir yolu, çevreyi  değiştirmektir. Eğitimde yeni teknolojiler, öğrenme çevresine yenilikler getirir. Geleceğin, yüksek teknolojili,  öğrenmelerin çoğunda bireysel, sosyal ve zihinsel gelişim için toplu öğrenme imkânları sağlayan öğrenme ortamları, şimdiden gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır (Flechsig, 1989: 69).
13-   Aynı  sınıf  düzeyinde  öğretmenlik  yapan  veya  aynı  dersi  okutan  diğer öğretmenlerle iletişim ve işbirliği de planlanmalıdır. Ayrıca bu öğretmenler, öğretim dönemi  öncesinde  bir araya  gelmeli,  sınıf  düzeninden  günlük  plana  kadar  bütün hazırlıkları  birlikte  yapmalıdır.  Bu  birliktelik,  görüş  alış verişi,  kaynak  dağılımının sağlanması, olanakların  ortak  kullanımının  belirlenmesi,  hedeflerden  araçlara  ders  planlarının yapımında işbirliği noktalarında yoğunlaşmalıdır. Bu işbirliğinde birörnekliğe, katı sınırlamalara  fazla  yer  verilmemelidir,  çünkü  sınıfların  düzeyi  aynı  da  olsa, öğrenciler arasında bireysel farklar vardır. Her sınıf ve sınıf içindeki gruplar, farklı projeler planlayıp uygulayabilmelidir (Wood, 1992: 52).
14-   Sınıfın  ilişki  düzeninin  kurulmasına  ilk  günden  başlanmalıdır.  Sınıf  düzeni oluşturmada ilk birkaç gün, dönümcül (kritik) zamandır. Sınıf düzeni, öğretmen ve öğrencinin birbirini tanımaya başladığı "balayı" ve "deneme" döneminde kurulmalıdır. Bu dönemde öğrenciler, neleri yapıp neleri yapamayacakları konusunda öğretmeni denerler,  daha kontrollü davranır, gerçek  davranışlarını göstermezler. Öğretmen geleceği ilişkin davranış  tiplemesini ve öğrencilerden beklentilerini ilk  günlerde kararlılıkla  ortaya  koymalıdır.  Bu  kararlılık,  baskı  veya  anti-demokratiklik değildir. Öğrencilerin  kontrollü  davranışları  değişirse,  onları  yeniden  kazanma imkansız olabilir.
15-   Sınıfta öğretmen-öğrenci etkileşiminin iki yönü, öğrencinin niyetini  anlamak  ve yorumlamak ile, onun öğretmenin niyetinden emin olmasını sağlamaktır(Mcauley, 1990: 89). Böylece öğretmen ve öğrenci  birbirlerine  yönelik  davranışlarını, sonuçları  hakkında  yanılgıya düşmeden planlayabilir. Bu karşılıklı etkileşimin ilk basamağı tanışmadır.  Güven ve iyi  ilişki için ilk karşılaşma önemlidir (Buckwald,  1985:  14). Öğretmen ve öğrenciler, sınıftakiler hakkında gözlemle edinecekleri bilgiye muhtaçtır. İlk karşılaşmadaki giyimin, görünüşün etkisi, öğrencilerle  bir  yakınlık  kurulduktan sonra  azalabilir  (Grubaugh  and  Houston,  1990:  378).  Her  öğrencinin, tanınma şanslarına  gereksinimi  vardır.  Öğretmen,  ilk  günden  başlayarak  bu  şansları vermelidir (Pauly,  1991: 67; Cangelosi,  1988: 43).
16-   Öğretmen, sınıfın ilişki düzeninin kurulması ve düzeltilip geliştirilmesinde yol  gösterici bir liderdir, sınıf ikliminin buluşçusıdır (Brophy and Good, 1986: 329). Ama sınıf  iklimi  de  onun  davranışları  üzerinde etkilidir (Melvin, 1993: 3163). Öğretmen,  öğretim durumlarının hem hazırlayıcısı, hem bir parçasıdır (Ertürk, 1979: 104). O, sınıftaki  yaşamın  her  ögesini  ve  anını  eğitsel  amaçlar  yönünde  planlı biçimde kullanabilmeli, sınıf bir tiyatro, öğretmen de yönetmen olmalıdır (Homan, 1985: 76).
 17-   Öğretmenin sınıfın ne zaman neresinde bulunacağı, amaçlanna ve yaptığı etkinliğin türüne göre  değişir. Zamanının çoğunu masasında geçiren  öğretmen, olumsuz davranışlarla daha çok karşılaşır (Grubaugh and Houston, 1990: 377).  Öğretmen, yerini belirlemede, sınıfın tümünü görebilmeyi, öğrenci davranışları ve öğretim  etkinliklerine  göreliği,  ilkeler  olarak  almalıdır. Sınıfın tümünü görebilmek için, araçları, örneğin tahtayı kullanırken bile öğrencilere arkasını dönmemeye çalışmalıdır (Cangelosi,
1988:  71).  Araçları önceden hazırlamak,  tahtaya yazılacakları önceden veya yan dönerek  yazmak,  yüzyüze  dönerek kullanılabilecek  araçları seçmek veya araçları bu  şekilde yerleştirmek, seçenekler olarak düşünülebilir. Bunların amacı, öğretmenin, sınıfta olup  bitenlerin  sürekli olarak farkında  olabilmesidir.  Öğretmen bir öğrenci veya bir grupla ilgilenirken, diğerlerini gözden kaçırmamalıdır (Jacobsen and others, 1985: 235).
18-   Sınıfta  zamanın  tümü,  eğitsel  amaçlara  yönelik  etkinlikler  için kullanılmalıdır.  Bunu  sağlamanın  bir  yolu,  sınıf  süreçlerinin dikkatle planlanması, zamana  bağlanmasıdır.  Örneğin,  öğrenciler  laboratuvarda  ve  uygulama alanlarında  kendilerine  sıra  gelmesi  için  bekliyorlarsa,  sınıf  küçük  gruplara ayrılarak  ve    dilimleri  bu  gruplara  farklı  zamanlarda verilerek bu zaman yitimi önlenebilir. Yoklama  yapmak  için  herkesin  adını  okumak  gerekmez,  olan-olması  gereken öğrenci  sayılarına  bakılarak,  öğrencileri  tanıyor olmanın  da  yardımıyla,  kimlerin gelmediği  hemen  bulunabilir.  Yönetsel duyurular da fazla zaman almamalıdır.
 19-   İyi öğretmenin bir iki  şaka ile günü hoş yapması, öğrenciye insan olarak davranması, adıyla seslenmesi, görüşlerini ciddiye  alması,  onu  küçümsememesi, dinleyip anlamaya çalışması, güler yüzlü olması, öğrencilerin hata yapabileceklerini kabul etmesi gerektiği belirtilmektedir (Hull, 1990: 8).
 ÖĞRETMEN OLARAK KENDİNİZİ TEST EDİN

                                                              her zaman    ara sıra  nadiren   hiç bir zaman

Öğrencilerin hepsini selamlıyor musunuz  ..........  ..........  .........
Ödüllendiriyor, cesaretlendiriyor musunuz  ..........  ..........  .........
Görüşlerini kabul ediyor musunuz  ..........  ..........  .........
Destek oluyor musunuz  ..........  ..........  .........
Saygılı davranıyor musunuz  ..........  ..........  .........
Sözel olmayan destek sağlıyor musunuz  ..........  ..........  .........
Dostça ilişki ve uyum gösteriyor musunuz  ..........  ..........  .........
İşbirliği ve yardımlaşmalarına izin veriyor musunuz  ..........        ..........         .........
İstenmeyen davranışlarında herkese adil  davranıyor musunuz  ..........       ..........      
Olumlu davranışlarını beğendiğinizi belli ediyor musunuz  ..........      ..........     
Çalışma ve dikkatlerini izliyor musunuz  ..........       ..........       .........
Katılım ve sorumluluk almaya    cesaretlendiriyor musunuz  ..........      ..........       ...
Sınıfın her yerinde sık dolaşıyor musunuz  ..........       ..........       .........
Ödevlerini anlayıp anlamadıklarını 
Denetliyor musunuz  ..........       ..........       .........
Davranış ve konuşmalarını izliyor musunuz  ..........       ..........       .........
Herkesin sorusunu yanıtlıyor musunuz  ..........       ..........       .........
Sorunlarla, diğerlerini rahatsız etmeden  ilgileniyor musunuz  ..........       ..........      
Öğrenciler için bir yardım isteme sistemi kurdunuz mu  ..........      ..........       .........
Gerektiğinde sınıftan çıkma işini düzene bağladınız mı  ..........      ..........       .........
Her öğrenciyi tanıyor musunuz  ..........      ..........       .........

  



  


ALMAN OKUL ÖDÜLÜ-İYİ BİR OKUL İÇİN 6 KRİTER

Almanya‘nın en bilinen ve beklentisi en yüksek yarışması. Jüride yer alan uzmanlar, bilim adamları ve pedagoglar, bunda, ilk bakışta ...