ÖĞRETMENLERİMİZİN İHTİYACI OLAN BİR KONU
SINIF YÖNETİMİ
Sınıf yönetimi, eğitim
yönetimi sıra dizininin ilk ve temel
basamağıdır.
Sınıf, öğrencilerle yüz
yüze olunan bir
yerdir. Eğitimin hedefi olan
öğrenci davranışının
oluşması burada başlar.
Eğitim için gerekli
birincil kaynaklar olan öğrenci,
öğretmen, program, kaynaklar,
sınıfın içindedir. Eğitim
yönetiminin kalitesi, büyük ölçüde, sınıf yönetiminin kalitesine
bağlıdır.
Sınıf yönetimi, sınıf yaşamının
bir orkestra gibi
yönetilmesidir (Lemlech, 1988:
3): içinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli
olanak ve süreçlerin, öğrenme düzeninin,
ortamının, kurallarının sağlanması, sürdürülmesidir (Brophy,
1988: 2; Montero-Sieburth, 1989: 4; Doyle, 1986: 394); öğretmen ve öğrencilerin
çalışma engellerinin en
aza indirilmesi, öğretim zamanının uygun
kullanılması, etkinliklere öğrencilerin
katılımının sağlanmasıdır
(Kearney and Others,
1985: 19); sınıftaki
kaynakların insanların, zamanın yönetimidir (Haigh, 1990: 13).
İYİ BİR SINIF YÖNETİMİ İÇİN
1- İYİ BİR ORTAM GEREKLİDİR
Sınıf yönetimi etkinliklerinin bir boyutunu,
sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin olanlar oluşturur: Sınıfın genişliği,
sınıf alanının çeşitli etkinliklerin
yapımı için bölümlenmesi, ısı,
ışık, gürültü düzenekleri,
renkler, temizlik, estetik,
eğitsel araçlar, oturma düzeni,
öğrencilerin gruplanması, bunların başlıcalarındandır. Fiziksel
düzenlemeler, öğrencinin rahat
etmesini sağlamak, okul
ve sınıfın çekiciliğini artırarak öğrencinin okula isteyerek gelmesini
gerçekleştirmek öğrenmeyi kolaylaştırmak
amaçlan için yapılır.
"Eğitim" olarak tanımlanan
davranış değişikliği, uygun ortamlarda gerçekleşir.
2- İYİ BİR PLANLAMA GEREKLİDİR
Sınıf yönetiminin ikinci boyutunu plan-program etkinlikleri
oluşturur. Amaçlar esas alınarak, yıllık, ünite, günlük planların yapılması, kaynakların
belirlenip dağılımının
sağlanması, iş ve işlem süreçlerinin
belirlenmesi, araç sağlama, yöntem seçme,
öğrenci özelliklerini belirleme,
gelişimlerini izleme ve
değerlendirme, öğrenci katılımını düzenleme, bu grupta ele alınabilir. Bu
etkinlikler, geçmişi ve var
olan durumu ele
alarak geleceği görme
ve şekillendirme amaçlı çabalar olarak görülebilir.
3- İYİ BİR ZAMAN YÖNETİMİ GEREKLİDİR
Üçüncü boyut, zaman düzenine
yönelik etkinliklerdir.
Etkili öğretim, öğrenmeye ayrılan
zamanın çokluğuna ve
etkili kullanımına bağlıdır
(Montero-Sieburth, 1989: 11;
Morris, 1990: 81).
Sınıf içinde geçirilen
zamanın çeşitli etkinliklere dağılımı, zamanın dersdışı ve bozucu
etkinliklerle harcanmaması, sıkıcılığın
önlenmesi, öğrencinin zamanının çoğunu okulda-sınıfta geçirmesinin sağlanması,
devamsızlığın ve okuldan ayrılmaların
önlenmesi, bu boyut içinde görülebilir.
4- İYİ BİR İNSANİ İLİŞKİ PLANLAMASI GEREKLİDİR
Sınıf yönetiminin dördüncü
boyutunu ilişki düzenlemeleri
oluşturur. Sınıf
kurallarının belirlenip öğrencilere benimsetilmesi, sınıf yaşamının
kolaylaştırılmasına yönelik
öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen
ilişki düzenlemeleri, özellikle,
bir sonraki boyut olan davranışı da şekillendirici etkinliklerdir.
5- ÖĞRETMENİN ÖĞRENCİLERİ İYİ TANIMASI GEREKLİDİR
Beşinci boyut, davranış düzenlemelerinden oluşur. Sınıf ortamının
istenen davranışı sağlayabilir hale
getirilmesi, sınıf ikliminin olumlulaştırılması, sorunların, ortaya çıkmadan
önce tahmin edilmesi
yoluyla istenmeyen davranışların önlenmesi, sınıf
kurallarına uygulamasının sağlanması,
yapılmış olan istenmeyen davranışların değiştirilmesi bu boyuta ilişkin olarak
söylenebilir. Sınıf yönetimi, başka açılardan da boyutlanabilir.
SINIF YÖNETİMİ MODELLERİ
Tepkisel, Önlemsel, Gelişimsel ve Bütünsel olarak gruplanabilir. Her modelin
kullanımında, farklı yöntemler
uygulanabilir. Örneğin, tepkisel
modelin kullanımında, demokratikliğin veya
öğrenci ağırlıklı olmanın seçenekleri, birer yöntem olarak uygulanabilir: Sınıfa kitap
ve defter getirmeyen bir öğrenci
davranışının değiştirilmesi amacı
ile tepkisel modeli kullanırken, öğrenciyle görüşme, veliyle
haberleşme, okul yönetiminden
yararlanma, aileye dış destek
sağlama, yerel yönetimlerden
yararlanma, hukuk sistemini
devreye alma yöntemlerinden birini veya birkaçını kullanabilir. Yöntem
seçimi, amaçlara, olaya, tarafların
özelliklerine göre değişir.
Bu yöntemlerin kullanılış biçimleri farklı teknikler olarak görülür: Öğrenciyle
görüşme yönteminde, doğrudan görüşme tekniği kullanılarak kitap
ve defteri konu edilip soruna yaklaşılabileceği gibi, asıl
konunun o olduğu farkettirilmeden, başka bir konu ile giriş yapılıp defter ve
kitapla ilgili olanlar, sanki asıl konu
o değilmiş gibi ele alınarak dolaylı görüşme tekniği kullanılır. İkinci teknik, duyarlığı yüksek, çekingen
çocuklarda ve açıkça tartışılması rahatsızlık yaratabilecek konularla
ilgili konuşmalarda daha uygundur.
Tepkisel model,
İstenmeyen bir düzenleniş sonucuna veya bir davranışa tepki olan
sınıf yönetimi modelidir;
amacı, istenmeyen durum
veya davranışın
değiştirilmesidir. Bu anlamıyla, sınıf yönetiminin klasik modeli olduğu söylenebilir, işleyişi, istenmeyen
sonuç-tepki şeklindedir. Düzen sağlayıcı
ödül-ceza türü etkinlikleri içerir. Etkinliklerin yönelimi, gruptan çok
bireyedir. Bu. modele sık başvurmak zorunda kalan
öğretmenin, sınıf yönetimi becerilerinin
yüksek olmadığı, diğer üç modeli gereğince kullanmadığı söylenebilir. Modelin
zayıf yönlerinden birisi de her tepkinin bir karşı tepki doğurur olmasıdır. Ama sınıfta
istenmeyen bir davranış
ve sonuç oluşmuşsa,
bu modelin kullanılmasına da gereksinim duyulabilir.
Önlemsel model,
Planlama düşüncesine bağlı, geleceği kestirme,
istenmeyen davranış ve sonucu, olmadan önleme yönelimlidir. Amacı, sınıf
sorunlarının ortaya çıkmasına olanak vermeyici bir düzenleniş ve işleyiş
oluşturarak, tepkisel modele gereksinimi azaltmaktır. Bu model sınıf etkinliklerini bir "kültürel
sosyalleşme süreci" olarak ele alır, sınıfta, yanlış davranışa olanak
vermeyen bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır. Eğitim öncesi düzenlemeleri,
istenen davranışın kolayca gösterilebileceği bir ortamı, istenmeyen davranıştan
uzaklaştırıcı kuralları, plan ve programları, hazırlıkları içerir.
Etkinlikler bireyden çok gruba
yöneliktir (Jacobsen and others, 1985: 243; Harris, 1991:157).
Gelişimsel model,
Sınıf yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal,
deneyimsel gelişim düzeylerinin gerektirdiği uygulamaların gerçekleştirilmesini esas
alır; bir ugulamaya geçilmeden
önce, öğrencilerin ona bu açılardan hazırlanmasını öngörür.
Jacobsen (1985: 244) bu
modeli dört basamaktan
oluşturur.
Birinci
basamak, onuncu yaşa
kadar süren, nasıl
öğrenci olunacağının öğrenildiği
zamandır, öğretmene çok iş
düşer,
İkinci
basamak, on-oniki
yaş arası dönemdir.
Sınıf yönetimine verilen ağırlık azalır, öğrenciler olgunlaşma yolunda,
sınıf düzenine uymaya, öğretmeni hoşnut
ermeye isteklidir.
Üçüncü
basamak, oniki-onbeş yaşlan arasıdır. Öğrenciler, zevk
ve destek almak için birbirlerine bakarlar, yetke görüntüsü verirler. Öğretmeni
sıkıntıya sokmayı seçebilir, bunun
sonunda arkadaşlarının beğenisini de kazanabilirler. Sınıf yönetimi
kurallarının nedenlerini ararlar.
Dördüncü basamak lise yıllandır. Öğrenciler, kim
olduklarını, nasıl
davranmaları gerektiğini anlamaya
başlarlar, sosyalleşir, akıllanırlar, yönetim sorunları azalır.
Çocukta ana baba ve yetişkinlerin
etkisi, yirmi yaş
dolaylarına kadar gittikçe
azalır, sonra artar. Arkadaşlarının etkisi ise gittikçe artar. Bu iki etkinin
kesiştiği oniki yaş dolayı, öğretmen ve ana baba için sıkıntı yıllandır
(Brophy, 1988: 6, 7).
Sınıf yönetimi algılarını bütünleştiren bütünsel sınıf yönetimi
modelinde önlemsel sınıf yönetimine öncelik verme, grubu olduğu kadar bireye de
yönelme, istenen davranışa ulaşabilmek
için istenmeyenin nedenlerini
ortadan kaldırma vardır, istenen
davranışın uygun ortamlarda
gerçekleşeceği bilincine dayanarak ortam düzenlemeye,
bütün önlemsel yönetim
çabalarına karşın oluşabilecek istenmeyen davranışları
düzeltmek amacıyla tepkisel
yönetim araçlarından
yararlanmaya çalışılır. Bu
etkinlikler sürecinde seçilecek
davranış örgüleri, öğrencinin
gelişim basamakları ile uyumlu olanlardan seçilir. Bu model için sınıf
yönetiminin sistem modeli denebilir. Modelin çevre
boyutunda; okul, aile, boş zaman
etkinliklerinin yer aldığı arkadaş
çevresi vardır.
SINIF YÖNETİMİNDE ÖĞRETMENİN DİKKAT EDECEĞİ KONULAR
1- Emir yerine istek bildiren anlatımlara yönelme, öğrencinin
alınganlığını, çekingenliğini hesaba katma, öğretmenin alacağı sesli-sessiz
tepkileri farklılaştırır. Daha sonraki yıllarda gençlik çağının aksilikleri geçer, ders konularına yönelim
artar (Brophy, 1988: 6,7).
2- Sınıf ve öğrencilerin özellikleri değiştikçe, yönetsel uygulamalar da
farklılaşmalıdır. Düşük yetenekli öğrencilerin çoğunlukta olduğu sınıflarda,
daha çok zaman gereksenir. Kalabalık
sınıflar, daha çok
düzen çalışması ister. Benzeşik
sınıflar, daha az sorun yaratır (Brophy,
1988: 7). Sınıf yönetimi davranışlarının seçiminde bu özellikler dikkate
alınmalıdır.
3- Etkili bir sınıf yöneticisi olarak öğretmenin,
sınıfı eğitim için hazırlaması, sınıf kural
ve süreçlerini belirleyip öğretmesi, öğretimi
düzenleyip sürdürmesi,
öğrencilerin uygun davranmasını sağlaması beklenir.
4- Öğrenci
davranışlarının kazanılmasında en
etkili ortamlardan biri
de arkadaş gruplarıdır. Öğrencinin yakın çevresi içindeki bu gruplara
girişi ve gruptakilerin davranışı
etkilenmeye çalışılarak, öğrencilerin istenen davranışları kazanıp
göstermelerine yardıma olunabilir. Öğrencinin, okuldan ayrıldıktan
sonra eve gidene
kadar, nerelerde, kimlerle
neler yaptığı bilinmeye çalışılmalıdır. Bu
konuda öğretmen, okul,
aile işbirliği yapmalıdır
5- Aileyle ilgili olarak öğretmenin yapması
gerekenlerden ilki, ailenin tanınması, bunun
aracı da öğretmen-veli iletişimidir. Bu iletişim
yüz yüze olabileceği gibi, yazı ve telefonla da olabilir. Öğretmen,
öğrencinin defterine yazdığı veya velisine iletmesi için öğrenciye
verdiği notlar aracılığı ile iletişim
sağlayabilir. Ailelere haftalık, aylık
okul-sınıf haberleri bülteni
gönderilebilir.Öğrenciler
aracılığıyla sözlü iletişimin,
yanlış anlamalara neden
olabileceği için kullanılmaması
yerinde olur.
6- Öğretmenlerin çevre ve aileyi tanıması için,
mutlaka okul yakınında oturması gerekmez, alışveriş ve iş ilişkilerini çevreyle
kurması da yeterli olabilir. Okul kayıtları, güvenilir olmak ve sürekli yenilenmek şartıyla
öğretmene kolay bilgi
sağlar, ilişkileri
geliştirmek için okul
velilere açılmalı, okul
kayıtları onlarla paylaşılmalı, gerekirse velilere bir kontrol
listesi verilerek, sınıf ortamı, öğretmen, öğrenci, okul hakkında görüşleri alınmalıdır
7- Ailenin
çeşitli özellikleri, öğrencilerin
sorunlarının çözümünde öğretmen için
doğrudan ve birincil
kaynaktır. Öğrenciden beklenen
davranışlar aileye iletilmeli,
öğrenmenin artıp, sınıf sorunlarının azalması böylece sağlanmalıdır. Aile, okulda
öğrenilenlerden herhangi birini ele alarak,
bunun uygulanışında çocuğa yardım
edebilir. Böylece çocuk,
okulun ve öğrenmenin
önemini daha iyi
anlar.
8- Okul-aile
ilişkisinin iyi planlandığı bazı ülkelerde, okullar aileye bir ana-baba
takvimi gönderirler. Bu takvim,
aileden beklenilenin her gün
çocuğuyla on dakika ilgilenmesi olduğunu
anlatan bir mektupla
başlar, her ayın
her günü nelerin yapılmasının beklendiğini
anlatan, yapılacak çalışmaları
gösteren sayfalarla sürer. Örneğin,
ilköğretim okulu ikinci
sınıftaki bir öğrencinin ailesine gönderilen takvimde,
Eylül ayının onuncu günü için
"Bugün çocuğunuzu okuluna
götürüp kütüphane kartı alın",
veya on ikinci günü
için "Bugün çocuğunuza
beş meyve ismi yazdırın, karşılarına resimlerini yapsın", ya da,
"Bugün bu takvimin on beşinci sayfasındaki
işlemlerden ilk üçünü
yaptırıp kontrol edin"
yazılıdır. Aile bireyleri, çocuğun gününün en çok kısmını geçirdiği
mekândakiler olarak, eğitsel görevlerini yapmalıdır. Öğrenmede ne aile okulun,
ne de okul ailenin yerini tutabilir.
9- Okulun
fiziksel yapısı, görünüş,
kullanış, sağlık şartlarına
uygun oluş açılarından uygun ve çekici
olmalıdır. Temiz, bakımlı iyi donanımlı okullar, yalnız morali değil,
davranışı da etkiler
(Johnson, 1990: 67).
Okulun fiziksel yapı özellikleri ve
bunlann düzenlenişi hakkında
öğretmen, yönetici ve
mimarlar farklı görüşler bildirmişlerdir (Chapman,
1992: 2337). Bu
görüşler, öğrenci
gereksinimleri ve eğitsel
amaçlarla karşılaştırılarak değerlendirilebilir.
10- Okul, sorunlu öğrenciler
için farklı düzenlemeler
yapabilmeli, teneffüslerde bu tür
öğrencilerin diğerlerinin huzurunu
bozması önlenmeli, gerektiğinde
bunlar yakından gözetlenmelidir. Bu konuda velilerden de yararlanılabilir
(Craig, 1989: 175, 177). Öğrencilerin enerjilerini kullanacağı bireysel ve grupla etkinlikler,
bu enerjinin istenme-yen davranışlara kaymasını
da engelleyecek, okul
ve sınıf yönetimini olumlu etkileyecektir.
11- Sınıf yönetiminin
uygunluğu okul yönetiminin kalitesine bağlıdır. Çünkü, imkânların
üretimi, dağıtımı, kullanımı, düzeni, okul yönetiminin kalitesine göre değişir, bu kalite oranında sınıf
yönetimine yansır. Etkili bir sınıf yönetimi için etkili bir okul yönetimi de gereklidir.
12- Sınıf, ustaca düzenlenmiş
bir çevre olmalıdır,
çünkü, davranışı değiştirmenin
çok etkili bir yolu, çevreyi
değiştirmektir. Eğitimde yeni teknolojiler, öğrenme çevresine yenilikler
getirir. Geleceğin, yüksek teknolojili,
öğrenmelerin çoğunda bireysel, sosyal ve zihinsel gelişim için toplu
öğrenme imkânları sağlayan öğrenme ortamları, şimdiden gerçekleştirilmeye
çalışılmalıdır (Flechsig, 1989: 69).
13- Aynı sınıf düzeyinde
öğretmenlik yapan veya
aynı dersi okutan
diğer öğretmenlerle iletişim ve işbirliği de planlanmalıdır. Ayrıca bu
öğretmenler, öğretim dönemi
öncesinde bir araya gelmeli,
sınıf düzeninden günlük
plana kadar bütün hazırlıkları birlikte
yapmalıdır. Bu birliktelik,
görüş alış verişi, kaynak
dağılımının sağlanması, olanakların
ortak kullanımının belirlenmesi,
hedeflerden araçlara ders
planlarının yapımında işbirliği noktalarında yoğunlaşmalıdır. Bu işbirliğinde
birörnekliğe, katı sınırlamalara
fazla yer verilmemelidir, çünkü
sınıfların düzeyi aynı
da olsa, öğrenciler arasında
bireysel farklar vardır. Her sınıf ve sınıf içindeki gruplar, farklı projeler
planlayıp uygulayabilmelidir (Wood, 1992: 52).
14- Sınıfın ilişki düzeninin
kurulmasına ilk günden
başlanmalıdır. Sınıf düzeni oluşturmada ilk birkaç gün, dönümcül
(kritik) zamandır. Sınıf düzeni, öğretmen ve öğrencinin birbirini tanımaya
başladığı "balayı" ve "deneme" döneminde kurulmalıdır. Bu dönemde öğrenciler, neleri yapıp neleri yapamayacakları konusunda
öğretmeni denerler, daha kontrollü
davranır, gerçek davranışlarını
göstermezler. Öğretmen geleceği ilişkin davranış
tiplemesini ve öğrencilerden beklentilerini ilk günlerde kararlılıkla ortaya koymalıdır.
Bu kararlılık, baskı
veya anti-demokratiklik değildir. Öğrencilerin kontrollü davranışları
değişirse, onları yeniden
kazanma imkansız olabilir.
15- Sınıfta öğretmen-öğrenci etkileşiminin iki yönü, öğrencinin
niyetini anlamak ve yorumlamak ile, onun öğretmenin niyetinden
emin olmasını sağlamaktır(Mcauley, 1990: 89). Böylece öğretmen ve öğrenci birbirlerine
yönelik davranışlarını,
sonuçları hakkında yanılgıya düşmeden planlayabilir. Bu
karşılıklı etkileşimin ilk basamağı tanışmadır. Güven ve iyi
ilişki için ilk karşılaşma önemlidir (Buckwald, 1985:
14). Öğretmen ve öğrenciler, sınıftakiler hakkında gözlemle edinecekleri
bilgiye muhtaçtır. İlk karşılaşmadaki giyimin, görünüşün etkisi,
öğrencilerle bir yakınlık
kurulduktan sonra azalabilir (Grubaugh
and Houston, 1990:
378). Her öğrencinin, tanınma şanslarına gereksinimi
vardır. Öğretmen, ilk günden başlayarak
bu şansları vermelidir
(Pauly, 1991: 67; Cangelosi, 1988: 43).
16- Öğretmen, sınıfın ilişki düzeninin kurulması ve düzeltilip
geliştirilmesinde yol gösterici bir
liderdir, sınıf ikliminin buluşçusıdır (Brophy and Good, 1986: 329). Ama sınıf iklimi
de onun davranışları
üzerinde etkilidir (Melvin, 1993: 3163). Öğretmen, öğretim durumlarının hem hazırlayıcısı, hem
bir parçasıdır (Ertürk, 1979: 104). O, sınıftaki yaşamın
her ögesini ve
anını eğitsel amaçlar
yönünde planlı biçimde kullanabilmeli,
sınıf bir tiyatro, öğretmen de yönetmen olmalıdır (Homan, 1985: 76).
17- Öğretmenin sınıfın ne zaman neresinde bulunacağı, amaçlanna ve yaptığı
etkinliğin türüne göre değişir.
Zamanının çoğunu masasında geçiren
öğretmen, olumsuz davranışlarla daha çok karşılaşır (Grubaugh and
Houston, 1990: 377). Öğretmen, yerini
belirlemede, sınıfın tümünü görebilmeyi, öğrenci davranışları ve öğretim etkinliklerine göreliği,
ilkeler olarak almalıdır. Sınıfın tümünü görebilmek için,
araçları, örneğin tahtayı kullanırken bile öğrencilere arkasını dönmemeye
çalışmalıdır (Cangelosi,
1988: 71). Araçları önceden hazırlamak, tahtaya yazılacakları önceden veya yan
dönerek yazmak, yüzyüze
dönerek kullanılabilecek araçları
seçmek veya araçları bu şekilde
yerleştirmek, seçenekler olarak düşünülebilir. Bunların amacı, öğretmenin,
sınıfta olup bitenlerin sürekli olarak farkında olabilmesidir. Öğretmen bir öğrenci veya bir grupla
ilgilenirken, diğerlerini gözden kaçırmamalıdır (Jacobsen and others, 1985:
235).
18- Sınıfta zamanın tümü,
eğitsel amaçlara yönelik
etkinlikler için kullanılmalıdır. Bunu
sağlamanın bir yolu,
sınıf süreçlerinin dikkatle
planlanması, zamana bağlanmasıdır. Örneğin,
öğrenciler laboratuvarda ve
uygulama alanlarında
kendilerine sıra gelmesi
için bekliyorlarsa, sınıf
küçük gruplara ayrılarak ve
iş dilimleri bu
gruplara farklı zamanlarda verilerek bu zaman yitimi önlenebilir.
Yoklama yapmak için
herkesin adını okumak
gerekmez, olan-olması gereken öğrenci sayılarına
bakılarak, öğrencileri tanıyor olmanın da
yardımıyla, kimlerin
gelmediği hemen bulunabilir.
Yönetsel duyurular da fazla zaman almamalıdır.
19- İyi öğretmenin bir iki şaka ile
günü hoş yapması, öğrenciye insan olarak davranması, adıyla seslenmesi,
görüşlerini ciddiye alması, onu
küçümsememesi, dinleyip anlamaya çalışması, güler yüzlü olması,
öğrencilerin hata yapabileceklerini kabul etmesi gerektiği belirtilmektedir
(Hull, 1990: 8).
ÖĞRETMEN OLARAK KENDİNİZİ TEST EDİN
her zaman ara sıra nadiren hiç bir zaman
Öğrencilerin hepsini selamlıyor musunuz
.......... .......... .........
Ödüllendiriyor, cesaretlendiriyor musunuz ..........
.......... .........
Görüşlerini kabul ediyor musunuz
.......... .......... .........
Destek oluyor musunuz
.......... .......... .........
Saygılı davranıyor musunuz
.......... .......... .........
Sözel olmayan destek sağlıyor musunuz
.......... .......... .........
Dostça ilişki ve uyum gösteriyor musunuz ..........
.......... .........
İşbirliği ve yardımlaşmalarına izin veriyor musunuz .......... .......... .........
İstenmeyen davranışlarında herkese adil
davranıyor musunuz
.......... ..........
Olumlu davranışlarını beğendiğinizi belli ediyor musunuz .......... ..........
Çalışma ve dikkatlerini izliyor musunuz
.......... .......... .........
Katılım ve sorumluluk almaya
cesaretlendiriyor musunuz
.......... .......... ...
Sınıfın her yerinde sık dolaşıyor musunuz .......... .......... .........
Ödevlerini anlayıp anlamadıklarını
Denetliyor musunuz
.......... .......... .........
Davranış ve konuşmalarını izliyor musunuz .......... .......... .........
Herkesin sorusunu yanıtlıyor musunuz
.......... .......... .........
Sorunlarla, diğerlerini rahatsız etmeden ilgileniyor musunuz .......... ..........
Öğrenciler için bir yardım isteme sistemi kurdunuz mu .......... .......... .........
Gerektiğinde sınıftan çıkma işini düzene bağladınız mı .......... .......... .........
Her öğrenciyi tanıyor musunuz
.......... .......... .........